‘Oy vermezseniz’ tehditleri...
Altan Öymen
Son Köşe Yazıları

‘Oy vermezseniz’ tehditleri...

21.02.2024 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

“Bizim partimizin adaylarını seçmezseniz size hizmet gelmez.”

Bu, 1946’da başlayan “çok partili demokrasiye geçiş süreci”nin başlangıç döneminde iktidara gelen bazı politikacıların kullanmaya çalıştıkları bir “pazarlık yöntemi”nin özetidir. O yöntemin uygulamaları arasında, yapımına daha önceki -başka partiden- başkanların döneminde başlatılan yol veya hizmet yapılarının inşaatının yarım bırakılmasından, belediye yöneticilerinin dayanaksız suçlamalarla görevden alınmalarına, belediyeye gönderilmesi gereken Hazine katkılarının azaltılmasına, hatta kesilmesine kadar çeşit çeşit “gözdağı” örnekleri vardır. O örnekler, genel seçimlerde de kullanılmış, muhalefet milletvekillerinin milletvekili seçildiği illerin “il” olmaktan çıkarılıp ilçe haline getirilmelerini sağlayan yasalar çıkarılarak uygulanmıştır. Kırşehir’in, muhalefet liderlerinden Osman Bölükbaşı’nı seçtiği için cezalandırılıp ilçe haline getirilmesi gibi...

Bunlar ve 1961 Anayasası’nın yürürlüğe girmesinden önceki benzerleri, çok partili demokrasiye geçme sürecindeki tecrübesizliklerin örnekleri sayılır ki bir ölçüde doğrudur. 1950’li yıllara kadar “demokrasi tecrübesizliği” sadece Türkiye’de değil, dünyanın birçok ülkesinde de hâlâ sürmekteydi. Ama daha sonraki yıllarda, Türkiye, darbeler ve darbe teşebbüsleri geçirmiş olsa da demokrasi yolundaki ilerleyişini kaybetmemiş, anayasasında ve yasalarında askeri müdahale dönemlerinde yapılan geriye dönük değişikliklerin bazısını iptal edip ilgili maddeleri yeniden değiştirmiştir.

2000’li yılların ilk 7-8 yılından sonra ise Türkiye, gerek hukuk ve demokrasi gerekse çağdaşlaşma alanında, önce bir duraklama, sonra da bir gerileme sürecine girmiştir ki bunun son günlerdeki göstergelerinden biri, işte yerel seçim öncesindeki, “Bize oy vermezsen sana hizmet gelmez” anlamına gelen propaganda konuşmalarıdır.

Ben bunun, bu iktidar öncesindeki son örneklerinden birini ilk olarak rahmetli başbakan ve sonraki Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın İskenderun’daki bir konuşmasını hatırlıyorum. Konuşma sırasında gazeteci olarak oradaydım.

Konuşmayı izleyen İskenderunluların o sırada dile getirdikleri istek, biliniyordu. İlçelerinin il olmasını istiyorlardı. Bunu sloganlar haline getirmişlerdi. Özal’a “İl, il, il” diye sesleniyorlardı. Özal’ın o isteğe dört sözcüklü cevabı, şu olmuştu:

“OYLAR SİZDEN, İL BİZDEN”

Bu yanıt, tabii, çok eleştirilmişti. Biz de konuşmadan sonra gazetecilerle sohbetinde ona, bunu sormuştuk.

“Bir espri yapayım” dedim, “Ciddiye aldınız” diye yakınmıştı.

Ciddi miydi, espri mi, şaka mı? Hangisi olursa olsun, ona benzer bir seçim vaadini bir daha gündeme getirdiğini hatırlamıyorum.

Bir belediye seçimi öncesinde “İktidarın adayını seçmezseniz, size hizmet gelmez” tehdidinin uygulanmasının fiili sonuçlarının ilginç örnekleri tabii, asıl bugünkü iktidar tarafından verildi ve veriliyor. Başta Güneydoğu illerinde olmak üzere birçok belediyelerde, seçilmiş belediye başkanları yerine “kayyum yönetimleri” oluşturulmuştur ki bunun benzerlerinin demokratik devletlerin hangilerinde var olduğunu ben bilmiyorum. Araştırmak elbette ilginç olur, olacaktır.

Bir belediye alanındaki hizmetlerin altyapısının masraflarını işletme sermayesini ve işletme giderlerini ülkenin siyasal iktidarında bulunanlar, kendi ceplerinden veya bankalardaki mevduatından ödemiş değil. Ülkemizin tüm vatandaşlarının doğrudan doğruya veya alışverişle birlikte dolaylı olarak ödediği (veya şu sıralarda ödeyemeyip borçlandığı) vergilerle ödeniyor o paralar da...

Hele demokratik ülkelerdeki anayasalar ve yasalar, herhalde vatandaşlardan aldıkları kamusal hizmetler karşılığında, bir de “seçimlerde iktidara oy vermek” gibi bir ek koşul içermiyor.

Tam tersine demokratik devletlerdeki tüm anayasalar ve yasalar, ilgili vatandaşların, oylarını, hiçbir baskı ve yasadışı etki karşısında kalmadan serbestçe kullanabilmelerini sağlayacak her türlü tedbirin alınmasını şart koşuyor.

Biz de anayasamıza ve kurallarına göre demokratik bir devlet olduğumuzu ilan etmiş bir devletiz. Devletimizin iktidar siyasetçileri nasıl olur da “Bize oy vermezsen hizmet alamazsın” anlamında ifadeler kullanabiliyor? Daha önceki pek çok tecrübeye rağmen?...

Önümüzdeki yerel seçim, “seçim sonuçları”yla birlikte, bu sorunun da cevaplanmasına imkân sağlayacak verileri ortaya çıkaracaktır.

Yazarın Son Yazıları

Kim ne istiyor?

“Anayasamız değişmelidir. Çünkü askerler tarafından yapılmıştır. Bunun yerine, siviller tarafından yapılacak yeni bir anayasa hazırlanmalı ve yürürlüğe sokulmalıdır.”

Devamını Oku
04.06.2025
Dalga... Dalgalar

Başlıktaki “dalga” sözcüğü ve onun çoğul hali, daha çok, edebiî eserlerde kullanılır. Romanlarda, hikâyelerde, şiirlerde...

Devamını Oku
28.05.2025
CHP ve ‘75 yıl’

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 19 Mayıs günündeki bayramlaşmamız sırasında hatırlattı: O mayıs gününde, benim bir de özel anım var. Anımı kitaplarımda anlatmıştım. Oradan aklında kalmış.

Devamını Oku
21.05.2025
Barışın ve adaletin yolu

Barışın ve demokrasinin gerçekleşmesini ve yerleşmesini hedeflediğini ilan eden girişimlere, elbette karşı çıkılmaz. Başarılar dilenir. Eğer o dileğin gerçekleşmesine katkıda bulunacak bir öneriniz varsa bu, o girişimi yürütmek isteyenlere sunulur.

Devamını Oku
14.05.2025
Başsağlığı, mizah, şiddet ve dilek

Başsağlığı, mizah, şiddet ve dilek

Devamını Oku
07.05.2025
Hedeftekiler (2)

Hedeftekiler (2)

Devamını Oku
30.04.2025
Hedeftekiler…

Hedeftekiler…

Devamını Oku
16.04.2025
CHP, kurultay ve gençler

CHP, kurultay ve gençler

Devamını Oku
09.04.2025
Halkın dediği...

Halkın dediği...

Devamını Oku
26.03.2025
Yarışmak yerine, seçime sokmamak...

Yarışmak yerine, seçime sokmamak...

Devamını Oku
19.03.2025
Bunlar, başka hangi ülkelerde var?

Bunlar, başka hangi ülkelerde var?

Devamını Oku
12.03.2025
‘Barış süreci...’

‘Barış süreci...’

Devamını Oku
05.03.2025
‘5N 1K’

‘5N 1K’

Devamını Oku
26.02.2025
‘Hapishanecilik’

‘Hapishanecilik’

Devamını Oku
19.02.2025
Uğur Mumcu

Uğur Mumcu

Devamını Oku
29.01.2025
Turplar...

Turplar...

Devamını Oku
22.01.2025
‘Alacakaranlık’tan aydınlığa doğru

‘Alacakaranlık’tan aydınlığa doğru

Devamını Oku
15.01.2025
Barış süreci

Barış süreci

Devamını Oku
08.01.2025
Yeni yıl kutlu olsun!

Yeni yıl kutlu olsun!

Devamını Oku
01.01.2025
‘Silkeleme...’

‘Silkeleme...’

Devamını Oku
18.12.2024
Suriye ve iki soru...

Suriye ve iki soru...

Devamını Oku
11.12.2024
Gene gündemde

Gene gündemde

Devamını Oku
04.12.2024
Hangi alanda iyiyiz (2)

Hangi alanda iyiyiz (2)

Devamını Oku
27.11.2024
Hangi alanda iyiyiz?

Hangi alanda iyiyiz?

Devamını Oku
20.11.2024
Atatürk ve İnönü

Atatürk ve İnönü

Devamını Oku
13.11.2024
Kayyumlu rejim...

Kayyumlu rejim...

Devamını Oku
06.11.2024
Kutlu olsun...

Kutlu olsun...

Devamını Oku
30.10.2024
İstanbul Sözleşmesi

İstanbul Sözleşmesi

Devamını Oku
23.10.2024
TBMM’de ayağa kalkmak

TBMM’de ayağa kalkmak

Devamını Oku
11.10.2024
Kapalı ve açık...

Kapalı ve açık...

Devamını Oku
09.10.2024
Meclis açılırken...

Meclis açılırken...

Devamını Oku
02.10.2024
Bir o eksikti...

Bir o eksikti...

Devamını Oku
25.09.2024
Eylül ve CHP (3)

Eylül ve CHP (3)

Devamını Oku
18.09.2024
Eylüldeki yıldönümleri (2)

Eylüldeki yıldönümleri (2)

Devamını Oku
11.09.2024
Eylül günlerindeki savaş ve barış...

Eylül günlerindeki savaş ve barış...

Devamını Oku
04.09.2024
Meclis’teki ‘darbe’ler...

Meclis’teki ‘darbe’ler...

Devamını Oku
21.08.2024
Demokrasiden ‘kurtuluş’ yolu(!)

Demokrasiden ‘kurtuluş’ yolu(!)

Devamını Oku
14.08.2024
Normalleşme...

Normalleşme...

Devamını Oku
07.08.2024
Savaş ve Meclis...

Savaş ve Meclis...

Devamını Oku
31.07.2024
Kıbrıs ve barış...

Kıbrıs ve barış...

Devamını Oku
24.07.2024